top of page

İstinat Boşluğundaki Son Nokta

13/12/2022 - Paul Craig Roberts

Değerli okurlarımız,

Washington ve Avrupalı kuklalarının, Rusya'yı provoke ederek yarattıkları tehlikeli durum karşısındaki umursamazlıkları dehşet vericidir. Batı dünyası artık Amerikan hegemonyası uğruna nükleer savaşı göze alabileceklerini açıkça ortaya koyan insanlar tarafından yönetiliyor. Batı dünyasında kötülük açıkça zafer kazanmıştır.


Şu anda nükleer bir soykırımın eşiğindeyiz. Doğru olduğuna inanılan asılsız bir nükleer saldırı uyarısı, Rusya'nın ABD ve Avrupa'ya karşı geniş çaplı bir nükleer saldırı başlatmasına neden olabilir.


Nükleer silahların ateşlendiğine dair yanlış uyarı sinyalleri daha önce de yaşanmış ancak yeterli düzeyde karşılıklı güven sağlandığı için dikkate alınmamıştı. Şimdi ise yirmi yıldır pervasızca devam eden provokasyonlar, Polonya ve Romanya'da Rusya sınırına konuşlandırılan füze üsleri, ABD/NATO'nun Ukrayna'da Rusya'yı yenilgiye uğratmaya kararlı olması ve diplomatik müzakerelerin yerini Rusya karşıtı propagandanın almış olması güvenin yok olmasına neden oldu. Putin'in son derece tehlikeli durumla ilgili uyarısını "Rusya'nın kılıç sallaması" olarak yanlış nitelendiren ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in kışkırtıcı aptallığına dikkat edin. Austin gibi aptallar karar verirken, Armageddon'dan kaçınma şansı sıfırdır. Lloyd'un görüşüne göre provokatif davranışlardan kaçınması gereken Washington değil Putin'dir.


Finlandiya, İsveç, Polonya ve Romanya'nın ülkelerine ABD'nin nükleer silahlarını konuşlandırmaya hazır olduklarını ifade etmeleri ve ABD'nin Karadeniz ve Baltık Denizi'nden Rusya'ya karşı saldırı düzenleyebilecek olması Rusya'daki kaygıları büyük ölçüde arttırıyor. Soğuk Savaş döneminin aksine, 21. yüzyılda Washington tüm güveni yok etmek için gereğinden fazla mesai yapmaktadır. Sonuç olarak, artık, insanlığı yok etmek için bir yanlış uyarı sinyali yeterlidir.


Nükleer savaşın eşiğindeyiz ve Beyaz Saray'da bunu durduracak bir John F. Kennedy yok. Aksine, ne pahasına olursa olsun ABD hegemonyasına kendini adamış çılgın neo-con'larımız var.


Putin şöyle ifade etti:


Rusya'nın nükleer doktrini, erken uyarı sistemleri tarafından tespit edilen olası bir nükleer saldırı karşısında nükleer silahların kullanılmasını sağlayan "uyarı üzerine fırlatma" konseptine dayanmaktadır.

Sonrasında gülümseyerek devam etti:


Erken uyarı sistemi bir füze saldırısı sinyali aldığında, durdurulması imkânsız yüzlerce füze fırlatırız. Düşman füze başlıkları kaçınılmaz olarak Rusya Federasyonu topraklarına ulaşacaktır. Ancak düşmandan da geriye hiçbir şey kalmayacaktır, çünkü yüzlerce füzeyi durdurmak imkânsızdır. Bu da elbette bir caydırıcılık faktörüdür.

(İlgili kaynak için tıklayınız.)


Putin, Rusya'nın ABD'nin Önleyici Saldırı Konseptini Benimseyebileceğini Söyledi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 9 Aralık 2022 Cuma günü Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te düzenlenen Avrasya Ekonomik Birliği (EAEU) Devletlerarası Konsey Zirvesi'nin ardından düzenlenen basın toplantısına katıldı. (Sergei Bobylev, Sputnik, Kremlin Pool Photo via AP)


Associated Press/Moskova: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Cuma günü yaptığı açıklamada, Ukrayna konusunda Rusya-NATO geriliminin tırmandığı bir ortamda, Moskova'nın ABD'nin önleyici askerî saldırı konseptini benimseyebileceğini söyledi ve bu işi yapacak silahlara sahip olduklarını belirtti.


"Bunu henüz sadece düşünmekteyiz. Onlar zaten geçmiş yıllarda bunu açıkça konuşmaktan çekinmiyorlardı," diyen Putin, Kırgızistan'da Moskova'nın başını çektiği eski Sovyet ülkelerinden oluşan ekonomik ittifakın zirvesine katılırken ABD'nin politikasına atıfta bulundu.


Kremlin yıllardır ABD'nin, bir düşmanın stratejik hedeflerini hassas güdümlü konvansiyonel silahlarla dünyanın herhangi bir yerinde bir saat içinde vurmayı öngören Konvansiyonel Hızlı Küresel Saldırı ("Conventional Prompt Global Strike") kabiliyetini geliştirme çabalarından duyduğu endişeyi dile getirmektedir.


Putin ince bir gülümsemeyle "Silahsızlandırıcı bir saldırıdan bahsetmişken, belki de ABD'li meslektaşlarımızın geliştirdiği fikirleri, onların güvenliklerini sağlama fikirlerini benimsemek düşünmeye değer" dedi ve böyle bir önleyici saldırının komuta tesislerini devre dışı bırakmayı amaçladığını belirtti.


Rusya'nın hâlihazırda böyle bir saldırıyı gerçekleştirebilecek hipersonik silahlara sahip olduğunu, ABD'nin ise bunları henüz konuşlandırmadığını iddia etti. Ayrıca Rusya'nın artık ABD'deki muadillerini aşan seyir füzelerine sahip olduğunu iddia etti.


Putin, ABD stratejisini taklit etme ihtimalinden bahsederken konvansiyonel hassas güdümlü silahlara atıfta bulunuyor gibi görünse de ABD'nin nükleer silahların ilk kullanımını göz ardı etmediğini özellikle belirtti.


"Eğer potansiyel düşman önleyici saldırı teorisini kullanabileceğine inanıyorsa ve biz inanmıyorsak, bu bizi diğer ülkelerin savunma pozisyonlarında bu tür fikirlerin yarattığı tehditler hakkında düşünmeye sevk eder."


İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan ve yorum yapma yetkisi bulunmayan bir ABD'li yetkiliye göre Washington'da Başkan Joe Biden'ın danışmanları Putin'in yorumlarını "kılıç sallama" ve taktik nükleer silah kullanabileceğine dair bir başka örtülü uyarı olarak değerlendirdi.


Yetkili, Rus askerî doktrininin uzun zamandır Moskova'nın geniş çaplı bir askerî saldırıya karşılık olarak ilk nükleer silahı kullanma hakkını saklı tuttuğunu belirttiğini kaydetti.


Silahların Kontrolü ve Yayılmasını Önleme Merkezi'nin ("Center for Arms Control and Non-Proliferation") kıdemli politika direktörü John Erath da Putin'in açıklamasını nükleer tehdidi arttırmaya yönelik bir başka girişim olarak değerlendirdi.


Erath, "Tam olarak nükleer silah kullanacağız demiyor ama ABD ve Avrupa'daki diyaloğun 'Bu savaş ne kadar uzun sürerse nükleer silah kullanma tehdidi de o kadar artar' şeklinde olmasını istiyor" dedi.


Çarşamba günü Kremlin'de düzenlenen bir konferansta Putin'e Rusya'nın ilk saldırıdan vazgeçme taahhüdünde bulunup bulunamayacağı soruldu ve böyle bir yükümlülüğün Rusya'nın nükleer bir saldırıya uğraması hâlinde bile nükleer cephaneliğini kullanmasını engelleyebileceği yanıtını verdi.


"Eğer hiçbir koşulda ilk saldırıyı yapmazsa, bu ikinci saldırıyı da yapmayacağı anlamına gelir, çünkü topraklarımıza yönelik bir nükleer saldırı durumunda bunu yapma olasılığı son derece sınırlı olacaktır."


Cuma günü bu yanıtı detaylandırarak Rusya'nın nükleer doktrininin, erken uyarı sistemleri tarafından tespit edilen olası bir nükleer saldırı karşısında nükleer silahların kullanılmasını öngören "uyarı üzerine fırlatma" konseptine dayandığını söyledi.


"Erken uyarı sistemi bir füze saldırısı sinyali aldığında, durdurulması imkânsız yüzlerce füze fırlatırız," dedi gülümseyerek. "Düşman füze başlıkları kaçınılmaz olarak Rusya Federasyonu topraklarına ulaşacaktır. Ancak düşmandan da geriye hiçbir şey kalmayacaktır, çünkü yüzlerce füzeyi durdurmak imkânsızdır. Bu da elbette bir caydırıcılık faktörüdür."


Rusya'nın nükleer doktrini, ülkenin nükleer bir saldırıya uğraması ya da konvansiyonel silahlarla Rus devletinin "varlığını" tehdit eden bir saldırıya maruz kalması hâlinde nükleer silahları kullanabileceğini belirtiyor.


Şubat ayında Rus birliklerini Ukrayna'ya göndermesinden bu yana Putin defalarca Moskova'nın topraklarını korumak için "mevcut tüm araçları" kullanmaya hazır olduğunu söyledi ve Batı'nın nükleer silahlarla ilgili eleştirilerini reddetti.


"Nükleer silahlar, kitle imha silahları ortaya çıktığından beri, tüm insanların - tüm insanlığın - gezegene ve hepimize ne olacağı konusunda endişeli olduğunu anlıyorum" dedi.


ABD'nin nükleer silahlarından sorumlu olan ABD Stratejik Komutanlığı'nda Cuma günü bir konuşma yapan Savunma Bakanı Lloyd Austin, Putin'in tekrarladığı tehditlerin sorumsuzca olduğunu söyledi.


"Kremlin Ukrayna'ya karşı acımasız ve sebepsiz savaşını sürdürürken, tüm dünya Putin'in son derece sorumsuzca nükleer kılıç sallamalarına şahit oldu" diyerek Putin'in son sözlerine değinmeden daha önceki nükleer tehditlerine atıfta bulundu. "Dolayısıyla hiç kuşkunuz olmasın, nükleer güce sahip ülkeler provokatif davranışlardan kaçınmak, nükleer silahların yayılma riskini azaltmak ve gerilimin tırmanmasını ve nükleer savaşı önlemek gibi derin bir sorumluluğa sahiptir."


 

Eski ABD Hazine Bakan Yardımcısı ve Wall Street Journal'ın eski yardımcı editörü olan Paul Craig Roberts, yirmi yıldır adli makamların suiistimaline ilişkin şok edici vakaları kamuoyuna duyurmaktadır. Lawrence Stratton ile birlikte yazdığı ve Amerikalıların hukukun üstünlüğünü nasıl kaybettiklerini belgeleyen The Tyranny of Good Intentions adlı kitabının yeni baskısı Random House tarafından yayınlandı. Web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Çevirmen: xxx

Editör: Fırat Kaan Aşkın

Bu yazı LewRockwell.com sitesinin ''A Hair Trigger on Endgame'' adlı yazısının çevirisidir.
113 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Opmerkingen


Yazı: Blog2 Post
bottom of page