09/03/2018
''Tarihin çoğunlukla “enflasyonun tarihi” olarak anılmasının abartı olduğunu düşünmüyorum. Ve genelde enflasyon da devletler tarafından, devletin çıkarları için oluşturulur.''
-Friedrich August Von Hayek
Tekellerin ekonomiye zararlı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Tekeller kalite ve maliyet açısından verimsizlerdir. Fiyat sabitleme politikaları genelde refah kaybına yol açar ve bazen de önemli kaynakları israf ederek bir yandan da piyasaya yeni girmeye çalışan rakiplere bariyer örerler. Verimli bir ekonomik düzende tekeller ya kaldırılır ya da kısıtlamalara tabidir.
Doğal tekeller ve devlet tekelleri özel durumları temsil ederler. İkincisi devletin sosyal olarak belirli görevleri özel sektörden daha iyi yapabileceği kavramına dayanmaktadır. Bu görevler güvenliği(fiziksel gücün yasal bir şekilde kullanım tekeli) devlet tarafından yürütülen sağlık sigortalarını ve ulaşım altyapısını kapsar.
Devletin para üzerindeki tekeli, kendi hakimiyetini dayatması açısından çok güçlü bir araçtır. Bu tekel başlangıcından beri suistimal edilmiştir. Antik çağlardan beri savaşlar, değerli maden içeriklerinin seyreltilip zamanla asıl nominal değerinin altına düşürülmesi ile finanse edilmiştir. Tarih boyunca yöneticiler, senyoraj gelirlerini yükseltmenin veya enflasyon yoluyla dolaylı vergi gelirlerini arttırmanın cazibesine yenik düşmüşlerdir. Buna benzer şekilde günümüzde de iki katmanlı bankacılık sistemiyle de kurumallaşmış durumdadır - iki katmanlı bankacılık sisteminde merkez(para basma ve piyasaya sürme) ve özel bankalar(dolaşım kredisi vererek mevduat parası üretimi ) para basar ve senyoraj gelirlerinin üstü bu şekilde örtülmüş olur.
Bundan dolayı, parasal ve finansal sistemin eleştirisi çok eskilerden günümüze kadar uzanan bir geleneği vardır. Ancak, kendi gündemlerinin merkezine bireysel özgürlükleri koymuş entelektüeller bile, devletin parasal sistem üzerindeki tekelini sorgulamaktan çekinmişlerdir.
Hayek'in Rakip Özel Para Birimlerini Tanıtma Önerisi
””Aslında her şey şu soruya bağlı: Hangi düzen biçimleri özgürlüğü teşvik eder?”” -Walter Eucken
Richard Nixon 1971’de Amerikan dolarının altına olan karşılığını fesh ettiğinde, altın standartlı bir para birimini kullanmaya başlamanın, karşılıksız para ikamelerinin aşırı arzı nedeniyle başarısız olacağı ortaya çıktı. Bu olaylar olurken Friedrich August Von Hayek, amaca uygun bir parasal sistemin nasıl oluşturulacağını sorgulamak zorunda kaldı. Hayek’e göre, sadece para ve altın arasındaki bağın koparılması değil, aynı zamanda Keynesyen ekonomik düşüncenin coğalması ile devlet güdümlü enflayonsuz stabil bir para biriminin oluşmasının olasılığını da azaltıyordu. 1975 senesinde Hayek, özel paranın rekabet yaratacağı ve bundan dolayı da mantıklı para opsiyonu olarak çeşitli paraların doğacağına dair bir konferans verdi. Ve buda devletin para üzerindeki tekelinin kaldırılması yönündeki ilk adım olarak değerlendirilebilir. Hemen ardından 1976’da “Free choice in currency” ve “Denationalization in Money” in yayınlanması, özel para birimlerinin rekabeti hakkındaki fikirlerini daha ayrıntılı olacak şekilde genişletti.
Hayek'in burada temel düşüncesi, devletin para üzerindeki tekelinin belli grupları zengin etmek, mali açıkları kapatmak veya finansal savaşlar için suistimal edilmesi, merkezi sistemin çalışmadığının en büyük göstergesiydi. Bu nedenle hükümet, para yaratma üzerindeki tekelinden yoksun bırakılmalı ve bunun yerini, rekabet eden varlıklar arasında bir güç paylaşımı sistemi oluşturan piyasaya dayalı bir para düzeni almalıydı. Peki bu güç dağılımı düzeni nasıl bir şekilde olacaktır ve nasıl oluşturulabilirdi? Hayek aşağıdaki özgürlüklerin tanınması ile düzenin nasıl bir şekil alacağını açıklıyor:
1.) Özel para üreticileri para basmakta ve para birimi piyasasının rekabetine girmekte özgür olmalıdır
2.) Vatandaşlar istediği para birimini kullanabilmelidir.
Örnek olarak bankalar kendi para birimlerini -kendi istedikleri kadar- basabilmelidir. Hayek her ne kadar paranın bir karşılığının(altın veya her hangi bir emtiya gibi) olmasının ideal olduğunu söylese de, bankaların karşılıksız olarak para basma haklarının olduğunu söyler. Ancak, o yine de bu tutumun rekabetçi bir piyasada tutunamayıp kaybedeceğini beyan etmektedir. Kısıtlanmamış bir piyasada, bankalar, kendilerine yatırılan tasarruf miktarının üstünde kendi varlık tabanlarını arttırma teşvikinin kısıtlanacağını göreceklerdir. Para kullanıcılarının kullanımı kolay ve stabil bir alım gücü olan para birimlerini tercih etmesi, bankaları bu beklentileri en iyi yoldan karşılamak zorunda bırakacaktır. Karşılıksız para basan para ikamecileri ise müşteri bulmakta zorlanacak ve piyasadan çıkmak zorunda kalacaktır.
Rekabet - para dışındaki mal ve hizmetlere benzer olarak- disiplin getirecektir. Teşviklerin yapısı, genel refahın bir sürü rekabetçinin kendi çıkarlarını gözetmesi ile artmasından dolayı optimal olacaktır. Hayek’in söylediği gibi:
””Para, rekabetçi piyasanın ucuz yapamayacağı tek şeydir, çünkü onun çekiciliği, onun değerini her zaman korur.””
Peki rekabetçi bir düzende merkez bankasının işlevi nedir? Merkez bankası burada, demode, işlevsiz bir yapıya bürünecektir. Bu görüş, Hayek tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır, çünkü ona göre para politikasının devlet tarafından yönetilmesi, ekonomik istikrarsızlığın ana kaynağı olarak görülmektedir. Hayek’e göre, tarihte oluşan ekonomik krizlerin sebebi piyasaların başarısızlığı yerine devletlerin yürüttüğü para politikalarıdır. Hayek bunu bize şöyle açıklamaktadır:
”Geçmişteki piyasa ekonomisinin istikrarsızlığının sebebi, piyasanın belki de en büyük regülatörü olan paranın, bu özelliğinden mahrum bırakılmasıdır.”
Yine de, merkez bankasının direkt kapatılması gibi bir şey söz konusu değildir. Merkez bankası hala devletin parasını basmaya devam edebilir. Ancak yine de merkez bankası, istikrarlı ve güçlü para birimlerinin olduğu bir piyasada rekabet etmek zorunda olacaktır.
Kriptoparalar- Pratiğe geçen bir özgür para birimi denemesi mi?
”Kripto para birimleri, Friedrich August von Hayek tarafından öngördüğü gibi, rakip özel para birimlerinin pratikteki halidir.” - Norbert F. Tofall
Devletin para üzerindeki tekeli o kadar uzun bir süredir derinlere kök salmıştır ki, kamuoyunun büyük kısmı bunu ciddi bir şekilde sorgulamayı asla düşünemediğinden, rakip özel para birimleri fikri üzerine yapılan tartışma tamamen teorik kalmıştır.
Hayek önerisini yayınladığında, bunu benimsemek için para tekelinin gönüllü olarak kaldırılması gerekecekti; bu da, hükümetlerin güçlerinin büyük bir kısmından vazgeçmeleriyle eş değerdi - oldukça gerçekçi olmayan bir ihtimal -.
O zamandan beri, internetin her yere yayılmasının bir sonucu olarak koşullar temelden değişti. 2008 mali krizinde parasal ve finansal sistemin neredeyse çökmesi ve ardından hükümetin para birimlerine ve merkez bankalarına olan güvenin erozyona uğramasından sonra, Bitcoin şeklindeki ilk özel dijital para birimi Web 2.0 alanına giriş yaptı. . O zamandan beri, yaklaşık 400 milyar ABD Doları tutarında bir piyasa değerine sahip 1.500'den fazla kripto para birimi (bütünlükleri kripto varlıkları olarak daha iyi tanımlanır) piyasaya girdi. Kripto para birimleri büyük ölçüde hükümet kontrolünün dışında olduğu için - en azından şimdiye kadar -bir tür özel para biriminin test edildiği bir laboratuvar olarak tanımlanabilir. Aslında, ECB (haklı olarak) Hayek'in teorik çalışmasının günümüz kripto para birimlerinin fikir babası olduğunu düşünüyor.
Merkeziyetsizleştirme: Kriptopara’nın Öldürücü Vuruşu
Kripto paraları ilginç yapan şey, bir çok insanın zihnindeki para imajına çok ters olmasıdır. En ünlü kripto para birimi olan bitcoin, altın veya her hangi bir emtiyasal karşılığı olmayan ödeme birimlerinden oluşan bir ödeme sistemidir. Bitcoin bir para birimi olarak kabul edilir, ancak Ludwig Von Mises’in tanımına göre saf FİAT parası olarak kabul edilmelidir, çünkü bu herhangi bir devlete bağlı değildir veya her hangi bir emtiyaya karşılık olarak bağlanmamıştır. Çoğu para teorisyeni, böyle bir para biriminin piyasada oluşamayacağına inanıyordu. Hatta Hayek’in kendisi dahi emtiyalara bağlanmış para birimlerinin diğerlerine üstün geleceğini söylüyordu. Öyleyse kripto para birimlerinin artan kabulünün nedeni nedir?
Kripto paraların kabul edilebilir bir para birimi olmalarının altında yatan gizli sebep, onların merkeziyetsiz doğalarıdır. Bitcoin, Litecoin ve Monero gibi kriptopara birimleri hiç bir kurum veya kuruluş tarafından kontrol edilmemektedir; onlar kaynak kodu protokolü kaynaklıdır ve merkeziyetsiz bir ağın geniş çapta dağılmış piyasa katılımcıları tarafından sağlanır.
Normal bir para biriminin verilmiş bir ödeme sözü kağıdı olduğunu düşündüğümüzde, bitcoin bunun tam tersidir. Bitcoin arkasında kimsenin ödeme sözü vermediği fiat parasıdır. Bu bakış açısı ile, bitcoin altına benzerlik göstermektedir.
Kripto para birimlerinin ortaya çıkmasıyla başlatılan para birimi rekabetinin ilginç bir yönü de Hayek'in önerisinden belirleyici bir açıdan farklı olmasıdır.Hayek tarafından tasavvur edildiği şekliyle, her zaman – merkezi – para veren bir varlığın başarısız olabileceği gizli riskini taşımaktadır.
Kripto paralarda, örneğin bitcoinde merkezi bir varlık yoktur. Bir kripto para biriminin sorunsuz çalışması, geliştiriciler, madenciler, tüccarlar, kullanıcılar ve ekosistem içinde çalışan diğerleri gibi coğrafi olarak dağınık çıkar grupları tarafından korunmaktadır. Güven ve risk, çıkarları olan farklı topluluklar ağında dağıtılır.Bir kripto para birimi satın alanlar, nihayetinde, tüm katılımcı kuruluşlara veya gruplara para biriminin bütünlüğünü sağlamak için bir motivasyon sağlayan bir teşvik sistemini sürdüren matematiksel ve şifreleme protokollerine güvenirler. Bu nedenle “Koda Güveniyoruz” sloganıyla,bugüne kadar bu harika bir şekilde çalışmıştır ve onu yok etmeye yönelik sayısız girişimin hiçbiri başarılı olamamıştır.
Birçok kripto para biriminin sorunu –örnek olarak Bitcoin – fiyat istikrarsızlığıdır. Bitcoin'in esnek olmayan arzı, “kripto-ideolojinin” hızla yayılması ve buna bağlı spekülatif yutturmacalar tarafından tetiklenen bir talep şoku ile birleştiğinde, satın alma gücünde geçici olarak muazzam bir artışa yol açmıştır. Son düzeltmeyi bir kenara bırakırsak, Bitcoin'in tarihi bir hiper deflasyon tarihidir - ve güçlü bir deflasyondöneminde bir para birimini bir ödeme aracı olarak kullanmaktansa biriktirmek daha mantıklıdır. Kısaca, Bitcoin ve diğer yeni kripto para birimleri günümüzde değişim aracı işlevini dahi zar zor yerine getiriyor.
Para biriminin değer saklama fonksiyonunu yerine getiren asıl fonksiyon, aynı zamanda onun harcama birimi olmasını da baltalar. Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin arzı bir kural olarak sınırlı olduğundan ve arzı artırarak fazla talebi dengeleyebilecek hiçbir merkezi kuruluş olmadığından, kripto para birimleri zaman zaman oldukça değişkendir.Mises'in esnek olmayan bir arzın talep ve fiyattaki nispeten küçük dalgalanmalarla el ele gideceğine olan inancının aksine, kripto para birimleri, en azından şimdiye kadar, şirket bilançolarının düzenlenmesi gibi hesap birimi işlevlerini yerine getirmek için uygun olduğunu kanıtlamadı.
Hayek'e paralel olarak, para kazanma sürecinden geçen bir kripto para biriminin, kaçınılmaz olarak oynaklık içerecek olan sürecin erken aşamalarında bir spekülasyon nesnesi olarak görülmesi gerektiğine karşı çıkılabilir. Erken bir aşamada spekülatif talep ve rezervasyon talebinin güçlü olması mantıklı görünmektedir. Bununla birlikte, söz konusu kripto para biriminin mülkiyeti genişledikçe spekülatif talebin önemi zamanla azalmalıdır. Başarılı olurlarsa, ortaya çıkan kripto para birimleri sonunda spekülatif varlıklardan güvenilir bir değişim aracı olarak işlev gören para birimlerine geçişi yönetmelidir.
Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini sadece bekleyip görmek istemeyen bir dizi kripto para meraklısı, “stablecoin” adı verilen istikrarlı değerlere sahip kripto para birimleri oluşturmaya çalışıyor. Bu para birimleri, talepteki dalgalanmalara göre ayarlanan esnek bir arza sahiptir. satın alma gücü istikrarını sağlamak amacıyla Ancak – ve sorun burada – bir kripto para biriminin merkezi olmayan ve dolayısıyla müdahaleye dirençli yapısını kısıtlamak veya terk etmek zorunda kalmadan “fiyat istikrarını” garanti etmek nasıl mümkün olabilir? Merkez bankalarının yaptığı şey tam olarak yukarıdan bir “enflasyon hedefi” belirlemektir ve kripto para birimlerinin ruhuna aykırıdır.
Bu sorunun çözümü, “merkezi olmayan özerk organizasyon” anlamına gelen DAO olabilir. Böyle bir DAO'nun üyeleri bağımsız olarak örgütlenir. Sabit bir madeni paranın yönetimiyle ilgili olarak, bir DAO üyeleri, satın alma gücünün istikrarını sağlamakla görevlendirilecektir. İstikrar, madeni paranın programlama koduna yerleştirilmiş bir teşvik yapısı aracılığıyla desteklenecektir. Yakın zamanda başlatılan Maker DAO projesi bu konuda umut vaat ediyor gibi görünüyor. Maker'ın, Dai adlı stablecoin'i hala çok genç ama şimdiden birçok kullanıcı tarafından popüler hale geldi.
Sonuç
””İnsanlığın ilerlemesi, her zaman küçük bir azınlığın, çoğunluğun gelenek ve fikirlerinden sapıp, sonra da çoğunluğun, azınlığın fikirlerini benimsemesi ile oluşmuştur. ““-Ludwig Von Mises
Hayek bize gelecek için daha kriz dirençli bir parasal düzen ön çalışması bırakmıştır. Para ikamecileri ve kullanıcıları için daha özgür bir sistem yaratmak için, devletin para tekeli özel ve merkeziyetsiz bir prosedürde rekabet edebileceği bir piyasa ile yer değiştirmelidir. Para kullanıcıları, sağlam olmayan (yani enflasyonist) parayı terk ederek üreticilerini cezalandıracağından, hem hükümet hem de özel para birimi tedarikçileri, senyoraj gelirlerini düşük tutmak ve sağlam para basmak için motive olacaktır.
Hükümetler artık borç yüklerini enflasyon yoluyla azaltamayacakları için, böyle bir parasal düzen mali disiplini sağlamada oldukça etkili olacaktır. Zamanımızın kronik borç krizi, yani hükümetlerin aşırı borçluluğu, böyle bir sistemde asla ortaya çıkamaz - bu nedenle para rekabeti, hayal edilebilecek en güçlü borç freni olacaktır.
Hükümetler para üzerindeki tekellerini gönüllü olarak terk etmeye meyilli olmadıklarından, uzun bir süre bu tür rekabet eden para birimleri düşünülemedi. Sadece internetin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkabilen ve merkezi olmayan yapıları nedeniyle etkin bir şekilde bastırılamayan veya yasaklanamayan kripto para birimleri ile hükümetler tarafından kendi kendini sınırlamanın olmadığı durumlarda bile Hayek’in düşüncelerindeki para rekabeti mümkün hale gelmiştir.
Yazar - Demelza Hays
Çevirmen - Salih KÜTÜK
Bu yazı mises.org sitesinin ''Will Cryptos Fulfill Hayek's Vision of Private, De-Nationalized Money'' adlı yazının çevirisidir.
Comments